Gunesin Hamileler Uzerindeki Etkisi

Normal insanlara oranla hamileler güneş ışınlarından daha fazla etkilenirler. Hamile kadınların cildi çok daha hassastır ve güneş yanığına karşı daha korumasızdır. Hamilelik döneminde pigment yapıcı melanositleri uyaran hormon düzeyleri yükselir. Bu durum hamile kadını aşırı pigmentasyona karşı duyarlı hale getirir. Eğer yüz bölgesinde hamilelik maskesi oluşmuşsa yani düzensiz ve koyu renk değişiklikleri varsa, ultra viyole ışınlarına karşı aşırı duyarlı oldunduğu bilinmelidir.

Bu durumda cilt güneş ışınlarına her zamankinden daha fazla ve daha şiddetli cevap verir. Bununla birlikte güneş altında uzun süre geçirmek hem vücut sıcaklığının aşırı artmasına hem de vücuttaki suyun azalmasına neden olabilir. Her iki durum da hamilelik açısından olumsuz etkiler yaratır. Tüm bu nedenlerden dolayı hamilelik döneminde uzun süre güneş altında kalmak önerilmez.

Hamilelikte deri yüksek hamilelik hormonları nedeniyle oldukça hassas ve lekelenmeye yatkındır. Allerji ve akne gibi bazı deri hastalıkları hamilelik sırasında daha kolay ortaya çıkmaktadır. Bazılarının oluşumunu güneş de tetiklemektedir. Örneğin hamilelik lekeleri gibi. Hamileliğin en istenmeyen etkilerinden bir tanesi de Kloazma ya da Melazma olarak adlandırdığımız 'Hamilelik Maskesi'dir. Genellikle hamileliğin 4. ayına doğru belirmeye başlar. Alın yanaklar burun ve dudak üzeri gibi güneş ışınların dik geldiği bölgelerde yoğunlaşan kahverengi lekeler halinde görülür. Oluşumunda genetik yatkınlık söz konusu olabilir. Bu hamilelikte sıklıkla görülen bir olaydır ve doğumu takiben hormonların normal düzeylere inmesiyle birlikte genellikle kaybolur. Ancak eğer kişi hamileliği sırasında güneş ışınlarına fazlaca maruz kalmışsa bu lekeler kalıcı olma eğilimi gösterir. Bu nedenle anne adaylarının hamilelik süresinde ciltlerini güneş ışığından dikkatle korumaları gerekmektedir.

Melasması olan kişilerde güneş ışınları bu lekelerin koyulaşmasına neden olur. Bu nedenle güneşten korunma tedavinin temelidir. UVA ışınları camdan da geçebilir. Bu yüzden dışarıya çıkılmasa bile güneş koruyucu düzenli bir şekilde tüm gün sürülmelidir. Ayrıca hiç bir koruyucunun tam bir koruma sağlamadığı da bilinmeli ve güneşten kaçınma bir alışkanlık haline getirilmelidir.

Güneşten gelen ultraviyole ışınları, sadece 5 dakikalık bir sürede melanin üretimini tetikler ve bu üretimin tam 36 saat boyunca devam etmesine neden olur. Ayrıca 72 saat sonra yine ciltte artan bir pigmentasyon dalgası olur. Bu durum herkes tarafından cildimizde 'bronzlaşma' olarak bilinir ve pek de şikayetçi olunmaz. Oysa bronzlaşma, tıp da bir cilt hastalığı olarak kabul edilmektedir.

Güneşe uzun süreler maruz kalmak pigment lekelerinin artması için iyi bir nedendir. Pigment lekeleri epidermisde ya da dermis tabakasında yer almaktadır. Epidermisde yer alan lekelerin tedavisi yapılabilirken, dermis tabakasına inen lekeleri estetik bakımlarla bile geçirmek mümkün değildir.

Anne adayları, güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde (saat 11 ile 15 arası) güneş banyolarından kaçınılmalı, eğer zorunlu olarak güneşte kalma durumu söz konusu ise mutlaka güneş koruyucuları kullanılmalıdır. Güneşten koruyucular hem UVA hem de UVB koruması içermelidir. Melazma lekelerinde, tedavinin en önemli basamağı güneşten mümkün olduğunca iyi korunabilmektir.

Kloazma tedavisinde lekenin rengi tedavinin başarısı hakkında fikir verebilir. Eğer lekelenme kahverengi ise derinin üst tabakalarında yerleşim oluşmuş demektir ve tedaviye cevabı iyidir. Eğer alt tabakalarda yerleşim varsa renk gri-mavi olacaktır ve tedavi edilmesi zordur. Açık tenli kişilerde tedaviyle tamamen düzelme şansı vardır, koyu tenliler ise tedaviye daha az cevap verirler ve tekrarlama riski mevcuttur.

Hamilelik süresince tedaviye başlanmamalıdır. Çünkü kullanılacak ilaçlar deriden emilim yoluyla bebeğin dolaşımına geçebilir ve bebeğe hasar verebilir. Bu nedenle tedaviye ancak doğum sonrası emzirme dönemi bittikten sonra başlanmalıdır. Ancak hamilelik döneminde C vitamini içeren kozmetik kremlerin kullanılmasında bir sakınca yoktur. C vitaminli kremler eğer düzenli kullanılırlarsa, lekelenmeyi hafifletecektir. Mutlaka yüksek koruma faktörlü koruyucular kullanılmalıdır. Ayrıca A vitamini içeren besinlerin bol tüketilmesi de lekelerin oluşumuna engel olacaktır.

Kaynak: http://www.evybaby.com/03hamilelik/hamilelik_content.asp?id=43&sayfa=7

Hiç yorum yok: