Kadınlar yaşlanınca yumurtaları azalır mı?
Kadında yumurtalar, yumurtalık adı verilen organlarda muhafaza ediliyor. Erkeklerdeki sperm üretimi ise ömürleri boyunca devam ediyor. Anlayacağınız çocuk sahibi olma konusunda kadınlarda yaş faktörü erkeklere oranla daha büyük bir dezavantaj oluşturuyor. Yeni doğan bir kız çocuğunda yumurta sayısı 1-2 milyona yakındır. İlk defa âdet gören bir kız çocuğunda (ki bu hormonal olgunlaşmanın bir belirtisidir) yumurta sayısı 300-400 bin civarına düşer. Yani şöyle düşünün; bir kadına üremesi için vücut tarafından sağlanan tüm yumurta sayısı 300-400 bindir ve kadın bu yumurtalarla gebeliği sağlar. Üreme dönemi boyunca kadın, her ay 20-30 tane yumurtasını harcayarak ilerler. Bunlardan ancak bir tanesi o ay döllenebilecek şekilde olgunlaşır. Bu süreç böylece 35 yaşına kadar devam eder. Bundan sonra da bir yumurta olgunlaştırabilmek için vücut her ay 50-100 arasında yumurta tüketmek zorunda kalır. Tahmin edileceği üzere bir gün gelecek yumurtalıklardaki bu yumurtalar tükenecektir ki bunun adı da menopozdur.
O zaman 35 sonrası çok mu geç?
Hayır, bu sadece yaşanan doğal süreç ve geç değil; sadece eski yıllara göre daha zor diyebiliriz. Olaya bir de şu yönüyle bakalım; yaşınız eğer 39 ise yumurtalarınızınki 40’tır. Çünkü anne karnında iken yapılmıştır ve 40 yıldır orada saklanmaktadır. Maalesef yine bugünkü teknolojiyle yeni yumurta üretme veya mevcutların kalitesini artırma şansı da yoktur. İşte bu yaşlı yumurtalardan gebelik elde etmek onun için zordur. Gebelik oluşursa düşük yapma şansı ciddi şekilde artar. İleri yaş gebeliklerinde kromozomal anomalili gebelik olasılığı onun için yükseliyor.
Kadınların menopoza girme yaşı ortalama hangi yaşa denk geliyor?
Amerika Birleşik Devletleri’nde 50-51 iken, Türkiye’de yapılan çalışmalar ortalamanın 48 olduğunu gösteriyor. Gebelik oranlarında düşmeler neredeyse 13 yıl önce başlıyor (aşağı yukarı 37 yaş). 44-45 yaşından sonra neredeyse mucizelere kalmaktadır. Burada dikkate alınması gereken en önemli nokta her 10 kadından bir tanesinin 40-45 yaşları arasında, her 100 kadından bir tanesinin de 40 yaşın altında menopoza girdiğidir. Bu oranlar doğurgan olan kadınlar içindir. İnfertil kadınlarda ise erken menopoz sıklığı daha yüksektir.
Çocuk isteyip de erteleyenler ne yapmalı?
Yukarıda anlatmaya çalıştığım tüm bu nedenlerden dolayı ileride de olsa çocuk doğurmak isteyen kadınların herhangi bir nedenle jinekoloğa gittiklerinde yumurtalık rezervlerine mutlaka baktırmaları gerektiği. Aynı şekilde doktorların da bu konuda hassas olması gerekiyor. Hastas yumurta rezervleri konusunda uyarılmalı. Yapılan basit incelemelerle bu durum ortaya çıkmaktadır. Rezerv denilince o an için mevcut yumurta sayısı ve yumurta kalitesi anlaşılır. Ama tıp yumurtanın kalitesini değil de sadece sayısını değerlendirebilecek durumda.
Rezerv nasıl anlaşılır?
Bunun için yapılan testlerin bazıları, âdetin üçüncü günü bakılan FSH (bir tür hormon) değerleri, yine âdetin üçüncü günü ultrason ile yumurtalıklardaki foliküllerin sayılması (yumurtalar küçük kesecikler içerisinde korunurlar ve bunlara folikül adı verilir. Ultrasonda yumurta görmek imkansızdır çünkü çapı 20 mikrondur. Çoğu zaman doktorların “Bu ay yumurtanız 18-20 mm’ye geldi” diye ifade etmeye çalıştıkları şey aslında folikül çapıdır. Yumurtanın bunun içerisinde olduğu farz edilir) ve son zamanlarda giderek popülaritesi artan antimülleriyen hormon denilen bir hormonun ölçülmesi sayılabilir. Bu testlerdeki anormallikler yumurtalıklardaki yaşlanmanın derecesini ortaya koyar ve bizim tedavi tercihlerimizde önemli rol oynarlar.
Kadınlara uyarılar
1- Zaman kadının aleyhine işlemektedir. Akademik kariyer, iş veya değişik nedenlerle gebe kalmayı ertelemek sizi geri dönülemez noktalara götürebilir.
2- İnfertilite tanısı aldıysanız ve tüm tahlilleriniz normal çıktıysa bile (ki buna açıklanamayan infertilite diyoruz) bir süre daha beklemek şeklinde bir öneri olabilir, ancak bu bekleme süresi bir yılı geçmemelidir.
3- Yumurtalık rezerv testleri oldukça önemlidir. 27-28 yaşında menopoza girmiş onlarca hastam olduğunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Rezervi düşük hastalarda fazla zaman kaybetmeden tüp bebeğe yönlenmenin yararlı olacağı kanaatindeyim.
4- İleri yaşlarda gebe kalmak oldukça zorlaşmakta ve tüp bebek tedavisi bu azalmayı düzeltememektedir. Genç yaşlarda gebelik sorununu çözmek oldukça mantıklıdır.
5- Eğer yumurtalık rezerv testlerinizde bir anormallik olduğu söylendiyse, bu gebe kalamayacağınız anlamına gelmemektedir. Hemen telaş yapılmaması gerektiğini hatırlatıyorum.
kaynak: radikal
Kadında yumurtalar, yumurtalık adı verilen organlarda muhafaza ediliyor. Erkeklerdeki sperm üretimi ise ömürleri boyunca devam ediyor. Anlayacağınız çocuk sahibi olma konusunda kadınlarda yaş faktörü erkeklere oranla daha büyük bir dezavantaj oluşturuyor. Yeni doğan bir kız çocuğunda yumurta sayısı 1-2 milyona yakındır. İlk defa âdet gören bir kız çocuğunda (ki bu hormonal olgunlaşmanın bir belirtisidir) yumurta sayısı 300-400 bin civarına düşer. Yani şöyle düşünün; bir kadına üremesi için vücut tarafından sağlanan tüm yumurta sayısı 300-400 bindir ve kadın bu yumurtalarla gebeliği sağlar. Üreme dönemi boyunca kadın, her ay 20-30 tane yumurtasını harcayarak ilerler. Bunlardan ancak bir tanesi o ay döllenebilecek şekilde olgunlaşır. Bu süreç böylece 35 yaşına kadar devam eder. Bundan sonra da bir yumurta olgunlaştırabilmek için vücut her ay 50-100 arasında yumurta tüketmek zorunda kalır. Tahmin edileceği üzere bir gün gelecek yumurtalıklardaki bu yumurtalar tükenecektir ki bunun adı da menopozdur.
O zaman 35 sonrası çok mu geç?
Hayır, bu sadece yaşanan doğal süreç ve geç değil; sadece eski yıllara göre daha zor diyebiliriz. Olaya bir de şu yönüyle bakalım; yaşınız eğer 39 ise yumurtalarınızınki 40’tır. Çünkü anne karnında iken yapılmıştır ve 40 yıldır orada saklanmaktadır. Maalesef yine bugünkü teknolojiyle yeni yumurta üretme veya mevcutların kalitesini artırma şansı da yoktur. İşte bu yaşlı yumurtalardan gebelik elde etmek onun için zordur. Gebelik oluşursa düşük yapma şansı ciddi şekilde artar. İleri yaş gebeliklerinde kromozomal anomalili gebelik olasılığı onun için yükseliyor.
Kadınların menopoza girme yaşı ortalama hangi yaşa denk geliyor?
Amerika Birleşik Devletleri’nde 50-51 iken, Türkiye’de yapılan çalışmalar ortalamanın 48 olduğunu gösteriyor. Gebelik oranlarında düşmeler neredeyse 13 yıl önce başlıyor (aşağı yukarı 37 yaş). 44-45 yaşından sonra neredeyse mucizelere kalmaktadır. Burada dikkate alınması gereken en önemli nokta her 10 kadından bir tanesinin 40-45 yaşları arasında, her 100 kadından bir tanesinin de 40 yaşın altında menopoza girdiğidir. Bu oranlar doğurgan olan kadınlar içindir. İnfertil kadınlarda ise erken menopoz sıklığı daha yüksektir.
Çocuk isteyip de erteleyenler ne yapmalı?
Yukarıda anlatmaya çalıştığım tüm bu nedenlerden dolayı ileride de olsa çocuk doğurmak isteyen kadınların herhangi bir nedenle jinekoloğa gittiklerinde yumurtalık rezervlerine mutlaka baktırmaları gerektiği. Aynı şekilde doktorların da bu konuda hassas olması gerekiyor. Hastas yumurta rezervleri konusunda uyarılmalı. Yapılan basit incelemelerle bu durum ortaya çıkmaktadır. Rezerv denilince o an için mevcut yumurta sayısı ve yumurta kalitesi anlaşılır. Ama tıp yumurtanın kalitesini değil de sadece sayısını değerlendirebilecek durumda.
Rezerv nasıl anlaşılır?
Bunun için yapılan testlerin bazıları, âdetin üçüncü günü bakılan FSH (bir tür hormon) değerleri, yine âdetin üçüncü günü ultrason ile yumurtalıklardaki foliküllerin sayılması (yumurtalar küçük kesecikler içerisinde korunurlar ve bunlara folikül adı verilir. Ultrasonda yumurta görmek imkansızdır çünkü çapı 20 mikrondur. Çoğu zaman doktorların “Bu ay yumurtanız 18-20 mm’ye geldi” diye ifade etmeye çalıştıkları şey aslında folikül çapıdır. Yumurtanın bunun içerisinde olduğu farz edilir) ve son zamanlarda giderek popülaritesi artan antimülleriyen hormon denilen bir hormonun ölçülmesi sayılabilir. Bu testlerdeki anormallikler yumurtalıklardaki yaşlanmanın derecesini ortaya koyar ve bizim tedavi tercihlerimizde önemli rol oynarlar.
Kadınlara uyarılar
1- Zaman kadının aleyhine işlemektedir. Akademik kariyer, iş veya değişik nedenlerle gebe kalmayı ertelemek sizi geri dönülemez noktalara götürebilir.
2- İnfertilite tanısı aldıysanız ve tüm tahlilleriniz normal çıktıysa bile (ki buna açıklanamayan infertilite diyoruz) bir süre daha beklemek şeklinde bir öneri olabilir, ancak bu bekleme süresi bir yılı geçmemelidir.
3- Yumurtalık rezerv testleri oldukça önemlidir. 27-28 yaşında menopoza girmiş onlarca hastam olduğunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Rezervi düşük hastalarda fazla zaman kaybetmeden tüp bebeğe yönlenmenin yararlı olacağı kanaatindeyim.
4- İleri yaşlarda gebe kalmak oldukça zorlaşmakta ve tüp bebek tedavisi bu azalmayı düzeltememektedir. Genç yaşlarda gebelik sorununu çözmek oldukça mantıklıdır.
5- Eğer yumurtalık rezerv testlerinizde bir anormallik olduğu söylendiyse, bu gebe kalamayacağınız anlamına gelmemektedir. Hemen telaş yapılmaması gerektiğini hatırlatıyorum.
kaynak: radikal
1 yorum:
İliskdn sonra 3 kez adet oldm hamilelik ihtmalim varmidir
Yorum Gönder